- borç ödemek
- возмещать долг
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
ödemek — i 1) Bir alışveriş ilişkisinde, borcu alacaklıya vermek, tediye etmek Borç varsa benimkidir, onu ödemek ve teşekkür etmek lazım. R. H. Karay 2) Bir alışverişte alınan şeyin karşılığını alacaklıya vermek 3) Bedelini vererek bir zararı karşılamak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
borç almak — daha sonra ödemek üzere birinden para veya bir şey almak On beş lira borç aldıktan sonra eve döndüm. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
borç iyi güne kalmaz — borcu ilk fırsatta ödemek gerekir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bayramda borç ödeyene ramazan ağır gelir — vadesi yaklaşan bir borcu ödemek zorunda olan kimseye günler çok çabuk geçer anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bin merak bir borç ödemez — borcu ödemek için tasalanmanın bir yararı olmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
harç — is., cı, Ar. ḫarc 1) Harcanan para, masraf 2) ekon. Resmî işlerde devlet veznesine ödenen para Tapu harcı. Mahkeme harcı. 3) Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı 4) mim. Yapıda tuğla veya taşların örgüsünü sağlamlaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandık — is., ğı, Ar. ṣandūḳ 1) İçine çeşitli şeyler konulan, tahtadan yapılmış, kapaklı ev eşyası Köhne kitap sandıklarının başında kendi sahiplerinden başka kimseler görünmüyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Meyve, sebze koymaya yarayan, tahta veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sönüm ayrımı — is., tic. Süresi gelmiş borç senetlerini ödemek amacıyla ayrılmış yedek para … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkıya gelmek — güç bir durumla karşılaşmak Sıkıya geldi mi borç etmekten çekinmez, sonra bu borçları ödemek için evinin eşyasını satar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
NECM — (Necim) Yıldız, ahter, kevkeb. Ülker yıldızına da denir. Ülker, onbir yıldızdır. Altısı görünür, gözü kuvvetli olan yedinciyi de görebilir. (Peygamberimiz (A.S.M.) hepsini de görür idi.) * Belirli olan vakit. (Araplar, vakti yıldızlarla tahdit… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük